KAYIP YILDIZ GENÇKAN’la TARİHİ RÖPORTAJ
90’lı yılların başında yalnızca “Kendimi Kontrol Edemiyorum” parçası ve klibiyle görünüp daha sonra ortadan kaybolan ve bir daha da ulaşılamayan “GENÇKAN”a yurtduşında ulaştık, belli bir meblağ karşılığı bu tarihi röportajı gerçekleştirdik. İnternetin bize kendisini yeniden keşfetme olanağını sağlayan bu yıldızla yaptığımız söyleşi:
Merhabalar öncelikle belirtmeliyim ki bu röportajı yapabilmek için yaklaşık 10 yıldır çaba sarfediyoruz. Yurt dışına çıkışınız malum klip ve parçayla mı ilgili oldu?
Yok, hayır! O klip çekildikten 5-6 yıl sonra, iş sebebiyle Almanya’ya göç ettim.
Müziğe devam ediyor musunuz hala?
(Gülüyor) Başlamış mıyım?
Ne işle meşgulsünüz?
Ticaret.
Röportaj yapma fırsatını bulunca size malum kliple ilgili soruları nasıl sormam gerektiği konusunda biraz gerilmedim desem pek doğru olmaz.
Lakin sizin de tahmin edeceğiniz üzre bu soruları sormak durumundayım yani bir çeşit sorumluluk gibi… Buyrun…
Klibin çekildiği tarihi hatırlıyor musunuz?
93 bahar ayındaydı… Yok. 92’ydi, 92 yılıydı.
Kaç yaşındaydınız?
23
Şarkı ve klip nasıl bir atmosferde doğdu?
Ondan önce ben tekrar nasıl çıktığını anlayamadım, size yemin ediyorum ki ben bile unuttuydum onu. Müzik yapmaya heves etmiştim, o yıllarda öyle bir hava vardı. Bilmiyorum, müzik çok önemliydi. Radyo dinlerdik, kaset alırdık. Özel televizyonların da açılmasıyla beraber klip olayı patlamıştı. Osman abi parçayı yapmış, biz de genciz, müziğe de hevesliyiz. Osman abi’yi de mahalleden tanıyorum. Daha önce bir-iki kaset yapmıştı Unkapanı’nda. Asıl mesleği başkaydı, cezavinde mi ne çalışıyordu. Yine de mahallede bir havası vardı. Yani bizim için sonuçta bugünkü gibi değil. Kasetinin olması önemliydi. Neyse Osman abi bir parça yapmış, “daha gençlere gidecek bir şarkı bu” dedi. Yani hala bilmiyorum söyleyecek birileri yok muydu yoksa Osman abi Unkapanı’na para mı yedirip yapmıştı kasedi. “Okuycak birileri lazım dedi”. Bak hatırlıyorum, boğazlı kazak var üzerimde, boğazını genişlettim kazağımın. “Abi ben okurum” dedim. Neyse, Osman abi de beni çocukluktan beri tanır.
İstanbul değil mi mahalle?
Evet, Bayrampaşa’da… O zamanlar bugün gibi değil İstanbul
Bugünlerde geliyor musunuz İstanbul’a?
Yazları gelirim arada.
Devam edebilir miyiz, sonra Unkapanı’na mı gittiniz?
Önce tabi biraz çalıştım, Osman abi’ye okudum. Bana daha burundan okumamı söyledi. Sonra birgün aldı beni gittik Unkapanı’na bir tanıdığı mı ne varmış orda, yardımcı oldular, bir çay içtik sonra girdim stüdyoya okudum. Klip meselesi de ordan sonra çıktı. Ordaki abinin adını bilmem, ben okuduktan sonra Osman abi’ye dedi ki… “Çocuk da yakışıklıymış, boyu posu da sağlam, şimdi kliplerin vakti, bir de klip yapalım buna” dedi. Herhalde sonra para konuştular bilmiyorum, beni odadan çıkardılar çünkü…
Peki klip?
Yine apar topar oldu. Osman abi, evi aradı. “Yarın hazır ol klip çekilecek” dedi. “Arkadaşlarına da haber ver” dedi. O kadar çok insan aradı o gece, uyuyamadım tabi bir de. Sabah erkenden bir minibüsle gelip aldılar. İçerde de bir kaç kız-erkek var. İstanbul çeşitli yerlerine gittik gün boyu. Çekim aldılar. Söyle diyorlar döylüyorum. Minibüstekilere dans edin diyor dans ediyoruz. Çoğumuz hayatında pek dans etmemiştir. Uyduruyoruz işte. Yine o minibüstekiler herhalde figüran, oyuncu falandı, bize de biraz yardım ettiler.
Peki klipteki gitar?
Onu da yoldan aldık. Önce Unkapanı’na uğradık sahi. Kamerayı falan aldılar, bir kaç kişi daha geldi. Gitarı da o ara getirdiler. “Ben çalmayı bilmem dedim” “Lazım değil dediler.” Ben klibin nasıl yapıldığını da bilmiyordum. Sadece çok heyecanlıydım, arkadaşlarım da öyle. Valla nereleri tam hatırlamıyorum ama boğaza da gittik sanırım.
Parçayı kasetten çalıyorlar, bize de “dans edin, şöyle bakın” diyorlar. İşte öyle!
Peki parçadaki elektro sesi elinizdeki gitar klasik, bu ayrımı bilmiyor muydunuz?
Yok o kadar biliyorduk, dedim ya
müzik o zamanlar önemliydi bizim için. Hatırladığım kadarıyla o müzik sonradan o hale geldi, kayıtda bir org bir de bateri vardı. Heyecanlıydım, denileni yapmaya çalıştım o kadar. Bir de çok yorulduğumuzu hatırlıyorum o gün.
Kıyafetleriniz sizin miydi?
Onları da verdiler. Çok ünlü olacağımızı hayal ediyorduk, o yüzden ne giydiğime bile bakmadım yine sonradan izlediğim de o günlerde öyleydi kıyafetler. Değil miydi?
Sonra ne oldu yani klip yayınlandı beklediğiniz gibi ünlü oldunuz mu?
Pek değil. Bir yaz sürdü sürmedi. Diskolar falan çaldı biraz. Bayrampaşa’dan taşındım o yaz, Ortaköy’e. Sonra olmadı geri de dönemedim eve, yurtdışına gidecek bir fırsat oldu, akraba yanına Almanya’ya geldim.
İyi para kazandınız mı?
Almanya’da mı?
Yok. Klip ve kasetten.?
Yok pek almadım ordan. Ortaköy’de bir kaç yerde çıktım, Harun Kolçak başlattıydı o yıllarda Ortaköy’de canlı müzik yapma olayını. O müzikten anlardı, ben de hiç birşey yok, yürümedi tabi tek şarkıyla. Kaset de doğru düzgün satmadı tabi. Sonradan da basmayı durdurdular. Üzüldüm tabi ben. O yaşlarda hayal ediyorsun. Yani şimdi bakınca anladığım kadarıyla Osman abi ödemiş parasını ya da başka işleri varmış onların.
Yeniden nasıl farkettiniz klibi yüzbinlerce insanın izlediğini?
Arattırdım internette, sonuçta çocukluk arkadaşlarımızı hepimiz yazıyoruz facebook’a.
Adınızı bizimle paylaşacak mısınız?
Hayır.
Neden gizliyorsunuz adınızı yıllardır ve klipteki arkadaşlarınızla görüşüyor musunuz?
İnsan fark ediyor yıllar sonra. Komik tabi yaptığımız iş; şimdi ticaret yapıyorum. Yakışık almaz bilinmesi. Yok nerelerdeler bilmiyorum çoğunu, biraz hayal kırıklığı olduğundan görüşmedik sonra.
O zaman fotografta vermeyeceksiniz sanırım?
Evet. Olmaz.
Yine de çok teşekkür ederiz. Hem röportaj için hem de maymun dansını bize öğrettiğiniz için.
(Gülüyor) Sağolun.