Şafak – safak_tanriverdi@hotmail.com
-okyanusta kaybolan kaybeden çelebiye-
karabatak dalgınlılığında
bakakaldın yüzüme dalgasız, durgun
sorgularının çıkmazlarında
sıkışmış kaldırım taşlarının arasında kum
sokaklarının çıkmazında
bata çıka yürürken
sıkışmıştı tane tane
kundurana dolan kumlar
kara kum çıkmaz bataklıktan*
*kirilce kirli olan kumlar değildir
-anofel cinsi sivrisineklerin dişillerine-
kamusal alanda alınan
kanlar kadar negatifti ay
kızıl tırnak içinde ay
eşit midir pıhtılaşan günbatımında
annesinin elinden tutmuş çocuklar?
bir kutu meyvesuyuna sattım
davletlü drakulaya alyuvarlarımdan*
*hemşire ise sevgilisini beklemekteydi haldun taner’in önünde
-resimli çağdaş çocuk romanlarına-
modern bir sinekli bakkal gibi
hapsolmuşken bir süpermarketin rafına
bir ebeveyn ucuz bularak attı beni
sepetindeki korn fleyksin yanına
hata verdi kasada barkodum
sponsor olana dek bir günlük gazete
sürünecek kelimelerim ulaşamadan böylelikle
kapıcı çocuklarının rüyalarına*
*rıza efendi’ye iki ekmek bir süt bir de korn fleyks siparişi verdi fenerbahçe’de oturan emekli generalin papağanı
-alamancı yare yaz tatilinde-
kalbur üstünde üstündün benden
nietzche fiilleri çekmiştim filozofların cebinden
ben din kin dar beynimde
kin der di ki sürpriz yapacaktın
yumurta mı tavuk mu
yumurtavuk muydu
altından kalkamayan altının*?
*çözümsüz borsa senetli borçlar kumpanyasından kotarılmıştır
-boş bir sinema salonundaki zanlıya-
ürperen bir killer(katil) nefesi kadar sessizdim
altyazının arasında tashih kadar masumdum ki
hatasız bir fragmanın
hızım zamanın karesinin çarpımıydı yüzsüz bir yılın
ödül aldım beklerken
katilin ismini
-the end-*
*son gösterimdi