-Hoş geldiniz! Meme uçlarınızla göz teması kurmamda bir sakınca yoktur umarım, keza onlar da bana bakıyorlar.
Ah olur mu öyle şey rahatınıza bakın, başka türlü nasıl anlaşabiliriz ki?
-Ben de öyle düşünmüştüm, nasılsınız?
Gayet keyfim yerinde, sizi sormalı?
-Ben de iyiyim teşekkürler. Başlayalım o zaman: Nasıl keşfedildiniz?
Bu da soru mu şimdi, 13 yaşımdan beri girdiğim her ortamda yeniden keşfediliyordum 🙂 Şaka bir yana, genç kızken aileme destek olmak için garsonluk yapmaya başlamıştım. O mekanda bizim memleketten bir yapımcıyla tanışma imkanım oldu, beni ajansa kaydettirdi. Dergilerde fotoğraflarım çıkmaya başladı, reklamlarda görünür oldum. Sonra ver elini oyunculuk.
-Şanslıymış… yapımcı. Film setlerinde sıkıntı yaşadığınız oluyor mu? Sizin için nasıl bir ortam orası?
Valla çeşitli biçimlerde defalarca sansürlendiğim oldu. Sansür maalesef alışılmış bir vaka haline geldi benim için. Yine de tüm sansür uygulamaları arasında en saçma bulduğum yöntem mozaiklemedir, zira buzlu cam beni olduğumdan daha seksi gösteriyor. Bu tarz profesyonel sıkıntıların ötesinde kamera önünde olmaktan çok mutuyum, ifşa ve teşhir benim için bir tutku ve bunu doğrudan milyonlara ulaştırabileceğim yer tabii ki film ve dizi setleridir.
-Peki, oyuncuyu gölgede bıraktığınız iddiasına katılıyor musunuz?
Hayır, önce ben yaratıldım benim üzerime diğer organlarıyla beraber oyuncunun kendisi eklendi. Ne kadar öne çıkarsam çıkayım benden sonra gelen herhangi bir şeyi geri planda bırakmış sayılmam mantıksız olur. Takdir edersiniz ki oyuncu “seksi” sıfatını bana borçludur.
-İlginç bir yaklaşım. Asi bir fıtratınız olduğu düşüncesine kapıldım, kendinizi öyle tanımladığınız oluyor mu?
Meme dediğin kabında durmaz zaten. Fakat şimdi asi meme deyince piyasada akla gelen ilk tavır memelerin olur olmaz yerlerde güya yanlışlıkla açılması oluyor, frikik dediğimiz böyle bir şey. Bunun memleketteki bir numaralı temsilcisi Deniz Akkaya’nın memeleridir. Fakat yırtık dondan çıkmak benim tarzım değil pek. Asilik bende daha farklı işliyor.
-Nasıl?
Anlatmayayım diyordum ama kendimi ifşa etmezsem patlayacağım artık. Bakın ben politik bir memeyim. Toplumun ne düşündüğü de umrumda değil açıkçası, kimseye örnek olmak zorunda hissetmiyorum.
Elbette bütün memeler gibi benim isyanım da teşhir tutkumdan kaynaklanıyor fakat en basit tabiriyle “yollarımız farklı”. Ben politik olarak Femen örgütünün tavrını sonuna kadar destekliyorum. Bir meme olarak bütün varlığımla düşüncelerimi ifade edebileceğim yegane alan olması açısından da ekstra ilgi çekici bir yanı var Femen’in benim için. Zira bir memenin gerçekten söylemek istediği her şeyi hakkını vererek anlatabilme fırsatınız oluyor.
-Peki o halde, aynı konuda başka bir noktaya değinelim; siz hiç görüşüp tanıştınız mı Femen’in Türkiye ayağındaki eylemcileriyle?
Tabii canım, Ülkemizde şubesi açıldığı zaman, eylemlerine de katılmak, yakinen destek olmak istedim, fakat yapım şirketim çeşitli yollara başvurarak bir şekilde önümü tıkadı, davamız sürdüğü için o kısmı burada dile getirmekten sakınırım, yanlış bir şey söylemek istemem hiç öyle sorgulayan gözlerle bakmayın.
-Femen Türkiye nasıl bir oluşum biraz anlatır mısınız?
Şimdi kişisel deneyimlerime dayanarak şunları söyleyebilirim; benim eylemlere dahil olabilmem için mahkemeler kadar uzanan bir destek olduğu gibi benden medyatik kimliğimden ötürü haz etmeyen bir güruh da söz konusu. Bu durum beni ekseriyetle üzüyor. Hem ben bir markaysam nolmuş, altında Pierre Cardin don’la solculuk taslayan eylemcileriniz dururken bana kimsenin dil uzatmaya hakkı olamaz. Böyle çatışmaları çok anlamsız buluyorum. Yurtdışında bu tarz sıkıntılarla karşılaşmazsınız.
-Yurtdışı maceranız da mı var?
Aynen. Az önce de dediğim gibi benim isyanım bildiğiniz isyanlara benzemez.. Türkiye’deki örgütten bir arkadaşımın bağlantısı sayesinde yurtdışı seyahatlerimin birinde gizli gizli Femen eylemlerine katıldım. yakın çevremden birkaç insan hariç kimsenin haberi yok, olamaz da 😉
MEMELERİ DAHA YAKINDAN TANIYORUZ
-Edebiyatla ilgili olduğunuzu duydum, en sevdiğiniz yazarın ismini bize bahşeder misiniz?
Evet, bilhassa şiirle… En sevdiğim şair Cemal Süreya’dır çünkü memeler kahramandı onda 🙂
-En beğendiğiniz memeler?
Scartlet Johanson ve Hokage Tsunade Sama’nınkiler
-Süt veriyor musunuz? Ya da daha önce süt verdiniz mi?
doğal fonksiyonlarımı yerine getirmemeyi tercih ediyorum.
-Bu tavır oyuncu olduktan sonra esas mesleğimi yapmayı bıraktım demeye benziyor.
Biraz öyle 🙂 Emekli olduktan sonra çocuk emzirmeyi ara ara düşünüyorum aslında.
-Tabii yoksa işlevsizleştiniz diye istemeyeceğiniz yerlere evrilebilirsiniz kim bilir… mesela meme olmasaydınız hangi organ olmak isterdiniz?
Fazla öne çıkmadan sokakta rahatça dolaşabileceğim türden bir organ mesela el olabilir.
-Peki o halde son olarak diğer memelere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Her zaman adaletli iyi kalpli ve dostlarına sadık olsunlar dostluk çok önemli. Küçük memeler elalemin lafına çok takılmasınlar. Hepinize kucak dolusu sevgiler. Size de çok teşekkür ederim çok güzel bir sohbet oldu.
-Ne demek, o sizin güzelliğiniz…