Mükemmel bir yerde inebilir miyim?
1. Avrupa’da hiçbir hayalet dolaşmıyor. Eskinin ve yeninin tüm kabasakallı amcaları kandırdılar sizi. Bir hayalet! Sabah erken kalkıp işine gidiyor, akşam yorgun argın yatıyor yatağına. Yarını düşünüyor, tekrar çağrılmayı bekliyor umutsuzca.
‘Ne travallles jamais’ hayaleti
2. işte her şeyin yok olur, devrim umudunun söner gibi olduğu anda
gelmiştin ey hayallerimin son prensesi çevrecilik! insanın doğa üstünde, İnsanın İnsan üstünde, erkeğin kadın üstünde, yaşlının gençler üstünde tahakkümünü hep birden kaldıracaktın sen. Birden zihnimde kara ışıklar parıldadı, değil mi ya benim bokum bir gübredir aslında.
3. Burada bugün kar yağıyor. Bundan önce de hep kar yağmıştı ve başka türlü bir yağış da olmayacak. Nurların yağdığı, ellerin yukarıya açılıp açlık ve susuzlukla rahmeti beklediği acıklı günler devam edecek -ama ucube insan zihninde. Kudretli zihinlerimiz hayatı yaşatmaya devam edecek olan hakimiyeti üstümüzde kuracaklar İlelebet. Korkma ey insanlık! Dünya döndükçe ne kendini yok edersin ne yokluk sana hakim olurl Düşmez kalkmaz bir İnsan ailesi… Sevimli güzel insanlar ey! Nereye giderseniz gidiniz! Gidecek bir yer varmış gibi…
4. Kırmızı kalemini eline alıyor ve size yazıyor satır satır dünyada olanın kahrını yılmadan. Ama kim, kim yazıyor? Bir hayalet dolanıyor rakı şişesinde. Kibrit çakarsanız alevlenir -ama hemen sönecektir. Çünkü devrimciye ezilenlerin yanında ezenlerin karşısında saf tutturup müslûmana omuzları bitiştirten, bütün insanlığın yüreciğini kıpır kıpır ettiren İnançlar yerine onda inançları yerden yere vuran inanç gelip yerleşmiştir. Burada hala yazıyorduysa o narin yumuşak elleriyle, kendi yazışına karşı gelen her şeyin sadece zaman içindeki varlığının bütün İnsani anlamlardan yoksun süregelişine teslim oluşundan başka türlü hiçbir şeyin ortada olmayışındandır. Ey çakır göz. Sarı! Uzun hayat ve aşk çizgilerinin derinden yardığı bembeyaz avuçlarıyla hiçbir şey yakalamasının anlamı yokken her şeyi yakalamak üzere hala burada içen, içtikçe de yazan ve ancak bu yüzden yazarken göbek yapan (göbek yapsaydı da topak topak et olsun)!.. Bir bira söyle, hem sen bilirsin onu nasıl sevdiğimi, nasıl, nasııııl sevdiğimle Biliyor. Kalemini kıpırdattığı anda bunu halihazırda bulduğu, her şeyi parıldatan süregelen kişisinin süregltmesiyle ve ondan başka hiçbir şeyle yapmadığını. Ama yine de evrenin kendisi İçin boşa çıkmışlığının kahrıyla yaşıyor İşte, üstelik de önleyemediği heyecanıyla size ulaştırdı bunları. Oysa yazsa ya da yazmasa ne olacaktı…
5. Yaz kemancıl Ey aşk! Ey karanlık gecelerimizi aydınlatan, derbeder hanemize gül parmaklarıyla doğup bize tün gün meşk ettiren iki gözümüzün çiçeği! Sen hanemizin kapısını üç kere çalıp da heyhat sabırsızca seni bekleyen başka kapılara yöneldln. Ama biz bir sigara almak için bakkala kadar gitmiştik.
bomanti bildirisi, nisan 2003 …….
kynik_kynik49yahoo.com